Haberler

Trafik kazasında hayatını kaybeden İlter Taşpınar anısına çocuk parkı açıldı

Lefkoşa Türk Belediyesi’nin (LTB) geçtiğimiz yıl trafik kazasında hayatını kaybeden İlter Taşpınar’ın anısına yaptığı çocuk parkı açıldı. Belediyenin öncülüğünde yapılan parka, Taşpınar ailesi de oyuncakları alarak katkı koydu. Parkın çevre düzenlemesi LTB ekipleri tarafından yapıldı. Cumhurbaşkanlığı Temiz Düşün Projesi ekibi tarafından ise parka dikilen ağaç fideleri teslim edildi. Küçük Kaymaklı’da, Necmi Hamit Sokak’ta bulunan “LTB İlter Taşpınar Çocuk Parkı”nın açılışını Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın eşi Meral Akıncı yaptı. Açılışa, İlter Taşpınar’ın ailesi ve sevenleri, Küçük Kaymaklı Muhtarı, Belediye Meclis üyeleri, LTB ekipleri, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’ndan öğrenciler, öğretmenler ve bölge sakinleri katıldı. Türk Ajansı Kıbrıs (T.A.K) çalışanlarından olan anne Ayşegül Taşpınar’ı çalışma arkadaşları da yalnız bırakmadı. LTB Başkanı Harmancı ile Meral Akıncı açılışta kısa birer konuşma yaparken, İlter Taşpınar’ın annesi Ayşegül Taşpınar da projenin hayata geçmesine katkı koyanlara teşekkür etti. HARMANCI: “UMARIM SEVGİLİ İLTER’İN ANISI ÇOCUK CIVILTILARINDA YAŞAR” LTB Başkanı Mehmet Harmancı, Cumhurbaşkanlığı Temiz Düşün Projesi, bölge halkı ve aileyle güzel bir iş birliği yaparak mezbelelik bir alanı İlter Taşpınar’ın anılarını ve adını yaşatmak için çocuk parkına dönüştürdüklerini söyledi. Harmancı, LTB ekibinin kısa süre içinde güzel bir alan yarattığını kaydederek “Umarım Sevgili İlter’in anısı çocuk cıvıltılarında yaşar” dedi. Trafik kazalarının Kıbrıs’ın acı bir gerçeği olduğunu, hemen hemen her ailenin bu acının parçası haline geldiğini belirten Harmancı, “Hedef anıları değil, insanları yaşatmak olmalı. Bunun için çalışmalıyız” şeklinde konuştu. Harmancı, projede emeği geçenlere teşekkürlerini sundu. AKINCI: “PARK, İLTER İÇİN GÜZEL BİR ANI OLARAK HEP BURADA KALACAK” Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın eşi Meral Akıncı, İlter Taşpınar’ın ailesini 1974’ten beri tanıdığını söyleyerek, “İlter’le de aramızda güzel bir ilişki vardı. Kaybı hayatımda çok üzüldüğüm olaylardan biri oldu… Park, İlter için güzel bir anı olarak hep burada kalacak” dedi. Ailesinin İlter Taşpınar’ın adını bir çocuk parkına vermesinin kendisini gururlandırdığını söyleyen Akıncı, burasının park haline gelmesi için birkaç yıldır uğraş verdiklerini de kaydetti Meral Akıncı, parkların sadece çevreye değil çocukların bedensel ve zihinsel gelişimine, sosyalleşmesine, yaratıcılığına da katkı sağladığını vurgulayarak, “Bu parkın yaşatılması ve açıldığı günkü gibi kalması için elimizden geleni yapmaya gayret edeceğiz” dedi. Parkların her zaman açıldığı gibi kalmadığına da dikkat çeken Meral Akıncı, bakımsızlık ve umursamazlık nedeniyle çocuk parklarının zarar gördüğünü söyleyerek, bu konuda hassasiyet gösterilmesini istedi. Akıncı, LTB’ye, bu proje için işbirliği içinde çalışılan Temiz Düşün Projesi ekibine ve İlter Taşpınar’ın ailesine teşekkür etti. Parkın ilk konukları ise, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu öğrenciler oldu. Konuşmaların ardından çocuklar parkta oynadı, onlar için hazırlanan hediyeleri aldı. Çocuklara izaz-ı ikramda da bulunuldu. İskele-Ercan anayolunda, Yeniceköy kavşağı yakınlarında 10 Mart 2019’da meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden İlter Taşpınar 27 yaşındaydı.  

| 25/02/2020|

Güralp: “If the necessarry arrangements done in Pedios River (Kanlıdere), which harms Nicosia in its current form, Nicosia will have a very precious jewel”

According to a rumor, Pedios River, which took its name from the blood shed in the wars it witnessed, was one step closer to turning Nicosia into an important life center with the support of the EU. The tender phase has been reached in the project of transforming Kanlıdere, which runs parallel to the busiest street of Nicosia, into a new green area where the people can walk, breathe and spend time with their children. The project, whose feasibility study was carried out by Nicosia Turkish Municipality in 2018, for the rehabilitation of the entire Pedios River and its surroundings to be organized as a pedestrian and cycling path, was given to UNDP by the EU at the end of 2019 to prepare an implementation project. In order to start the project at the implementation stage, the EU, which will provide financing, should give UNDP a tender order. Within the context of the project, which will cost 35.5 million TL, the improvement of Pedios River and other branches that feed it,  5-kilometer walking and cycling path, an open-air theater, playgrounds for children, restaurants, cafes and sports areas will be built. While ensuring the rehabilitation of the river,that creates a very bad image for Nicosia and damages the capital in its current situation, due to both the garbage and rubble discharged and the floods, the new cycling path to be built is expected to encourage cycling and partially ease traffic, as it will contain links to the capital’s existing cycle path. Within the framework of the project, the pedestrian and bicycle bridge that will be built behind the cinema and shopping center on Mehmet Akif Avenue (Dereboyu) the integration will be provided with the new residential area on the other side of the river, which can only be accessed from Osman Örek Avenue. IT IS ON THE AGENDA FOR YEARS The idea of rehabilitation of Pedios River and creating a park around it was first introduced as a bi-communal project within the context of the Nicosia Master Plan in 1984 while Mustafa Akıncı was on duty as the Mayor of the Nicosia Turkish Municipality. In the following years, within the framework of the project, which came to the agenda from time to time, the river bed was cleaned, and the study on flora and fauna was carried out, but for economic reasons, it could not be implemented in the North. Most of the southern part of the bi-communal project was completed a while ago and went into service. The Pedios River Project became the priority project in the meetings with the EU, with the latest Bi-Communal Environment Committee brought back to the agenda in 2017, and the municipalities reacted again. The Head of the Projects Department of the Nicosia Turkish Municipality Ali Güralp and Şerife Gündüz, Co-Chair of the Bi-Communal Environment Technical Committee, who contributed to the agenda of the Pedios River Projects, answered the questions of the TAK reporter regarding the project. Ali Güralp stated that the most suitable part of the project, which was brought to the agenda again in 2018, was taken to implemention and the EU, which was applied, allocated a budget of 5.5 million Euros for the project from the funding devoted to improving the capacity of the Turkish Cypriot community. Güralp also noted that he updated the old study and gave the project to the UNDP for the implementation of the EU, which had a feasibility study. “PEDIOS RIVER IS AT A POINT THAT DAMAGES THE CAPITAL” Ali Güralp thinks that Kanlıdere is at a point that creates a very bad image for Nicosia and harms the capital. Güralp said, “If this is corrected, Nicosia will have a precious jewel. Linear is a perfect place as a park. The natural beauties are so much,however citizens canalize their sewage water to the river or throw their rubble here. ” Güralp emphasized that the project actually includes not only Pedios River but also Klimos (Asidere) because these two rivers are at the point of damaging Nicosia due to floods, sewage flows, garbage and flies. Reminding that they cleared the whole river without damaging the flora and fauna and protecting the nature in cooperation with environmental organizations while preparing the project in 2000, Güralp said, “However, the condition of the river is clear now. The river has become its old condition again … Although the Municipality has prevented the throwing of garbage into the river, people start to pour garbage again soon.” “WE SHOULD TURN THE GARBAGE DUMP TO A GOLDEN NECKLACE THAT TAPE ON NICOSIA” şerife Gündüz, Co-Chair of the Bi-Communal Environment Technical Committee, stated that Pedios River, as a natural green area for Nicosia, will be a place where the citizens can breathe through the park, walking and cycling paths after being rehabilitated. Gündüz also noted that within the framework of the project,  while the river is being organized as a green area with walking and cycling paths, necessary measures will be taken against possible flood disasters. Pointing out that activities related to environmental education will also be held in the park, Gündüz stated that Pedios River and its surrounding vegetation are very special and that the high rate is considered in the river arrangement planned by the EU. Gündüz also connoted that,  “There will be parks and cafeterias. In other words, we will create an area where you can walk, breathe and spend time with your children… Everything will be nice for Nicosia. ” Güralp, lastly added that families will be able to cycle and have qualified time with their children without any danger through the river and highlighted the importance of this project for Nicosia. “POSITIVE CONTRIBUTION TO TRAFFIC” Ali Güralp said that since the bicycle path which will be built along Pedios River was designed to combine with the existing bicycle route from time to time, it would be possible to safely go to many places in the capital by bicycle. Güralp indicated that as with the cycle path to Şht. Ecvet Yusuf Avenue, there will be links with existing bicycle paths. Pointing that by using Pedios River, Şht. Ecvet Yusuf Avenue and other places can be reached via the bike path, Güralp also noted that providing transportation by bicycle can make a positive contribution to traffic. Güralp stated that there will be a shorter access to the new settlement area in the south of Osman Örek Avenue (Dereboyu-Metehan Roundabout route) with the pedestrian and Bicycle Bridge to be built within the framework of the project behind the cinema on Mehmet Akif Avenue. Ali Güralp said, “There is a residential area disconnected from Nicosia. A pedestrian and bicycle bridge is envisaged behind the shopping center to facilitate access to this area, where the bridge on Osman Örek Avenue is not wide enough and is not suitable for pedestrian or bicycle flow”. Pointing that the bicycle road to be built in Pedios River will be an important part of the capital’s bicycle road network, Güralp said “ The first leg of our bicycle network starts from Şht. Ecvet Yusuf Avenue and continues from the Municipality to Kemal Aşık Avenue; and the other leg continues from the Yenişehir Police Station, extending to the Martyrs’ Monument (Şehitler Abidesi) and from there in front of ETİ to Kemal Aşık Avenue, from Kyrenia Gate to the Parliament, and from there to Kumsal Park. With the project, a link will be made to the creek and a link to Osman Örek Avenue and then to Gönyeli through the bridge behind the shopping center in Dereboyu. ” THE PROJECT INCLUDES THE BUFFERZONE Şerife Gündüz emphasized that since Pedios River starts in the south and continues in the north, the rehabilitation of the part remaining in the buffer zone will be part of the tender. Gündüz indicated “After completion of the whole project, which will start from Agah Necat and continue to the south, will be available when the conditions are suitable. In other words, we will determine how the transition between the park which is already available in the south along Pedios River and the park which is in the tender stage in the north will be achieved when the conditions are appropriate.” Ali Güralp also stated that UNDP, which has been given an implementation project, will prepare the project for both the northern and southern parts, but said that the implementation area is within the borders of the TRNC. Indicating that the project should start from the north technically, Güralp said, “These types of projects should start from the bottom of the creek, which we call downstream. It should go from the last point reached by the stream to the main source. In compulsory situations, this can be done otherwise, but this will be very expensive because in case of a possible problem, it will have to start again “.    “OPENING A NEW CHECKPOINT IS THE DECISION OF POLITICIANS” Upon reminding Ali Güralp that the border crossing issue at the junction point of the two parks, he emphasized that the decision to open a new border is a decision to be made by politicians and that can be opened if political will sees appropriate to open a gate there. Güralp pointed out that the EU is in favor of starting work by opening a door in the buffer zone. Güralp noted that the NTM has reached an agreement with the Nicosia Greek Municipality to open new border gates and that there are attempts in this direction, but there is no improvement, and there is no need to wait for a door to start the project. Güralp said, “It is not clear when this gate will open. Therefore, it does not make sense to wait for the whole project to open a gate. From our point of view, the project should be implemented as soon as possible and the part in the north should be completed as a reflection of what is done in the south. ” WHEN WILL IT BE COMPLETED? Pointing out that the completion time of the project depends on the planning of the EU, Şerife Gündüz stated that there are technical processes that progress very slowly but will end if it starts. Gündüz and Güralp, who both agree that the project is as important as the completion of the project, emphasizes that it is essential to provide a sustainable structure: There will be cafeterias and parks. There will be trees. These should be maintained continuously” STARTING FROM TRODOS AND EXTENDING UP TO SALAMİS Pedios River, which has a length of 90 to 100 kilometers and is the longest creek of the island, starts from Troodos and heads to the Mesarya plain from the north east of the capital Nicosia and then to the east and reaches the sea near Salamis in Famagusta. Arriving only in rainy periods, the creek flows very little nowadays. While the flow rate is 2 to 5 million cubic meters in the years when normal precipitation is taken, this amount can increase up to 7-8 million cubic meters in the years when the precipitation is above normal.  

| 25/02/2020|

Bandabuliya Sahnesi’nde keyifli bir müzik akşamı

Lefkoşa Belediye Orkestrası (LBO) dün akşam gerçekleştirdiği konser ile bir kez daha izleyenlere keyifli bir müzik akşamı sundu. Oskay Hoca şefliğinde yaklaşık 1.5 saat süren konserde Utku Yerabakan ile Gizem Yerebakan solist olarak yer aldı. Bandabuliya Sahnesi’ndeki konserde Yerebakan çiftinin seslendirdiği birbirinden güzel şarkılar izleyenlerden tam not aldı. Konserde ‘Adam’, ‘Alla Beni Pulla Beni’, ‘Aşk Her şeyi Affeder mi?’, ‘Ayrılmam’, ‘Biz Nereye’, ‘Bu Gece Son, ‘Gözyaşlarım Anlatır’, ‘Hiç Bana Sordun mu?’, ‘İstanbul’, ‘Sözlerimi Geri Alamam’, ‘Suç Bende’, ‘Vazgeç Gönül’, ‘Yaparım Bilirsin’ isimli parçalar seslendirildi.   Başkan Harmancı: “Bu kadar değerli sanatçılarımız bizimle birlikte olduğu sürece ne Lefkoşa’nın ne de Kıbrıs Türkü’nün ışığı sönmeyecektir” LTB Başkanı Mehmet Harmancı gecede yaptığı konuşmada Bandabuliya sahnesinde etkinlik gerçekleştirmekten mutluluk duyduklarını belirterek, göreve geldiği dönemde  Bandabuliya Sahnesi’nin kullanılamayacak bir halde olduğunu, şimdilerde ise konserler, tiyatro etkinlikleri ve sergilere ev sahipliği yapan bir noktaya taşındığını belirtti. Başkan Harmancı, sadece mekanı yaratmanın yetmediğini, mekanla birlikte çok değerli sanatçılara da sahip olunması gerektiğini söyleyerek, “Bu kadar değerli sanatçılarımız bizimle birlikte olduğu sürece ne Lefkoşa’nın ne de Kıbrıs Türkü’nün ışığı sönmeyecektir” dedi.    

| 25/02/2020|

Çiçekleri evlerine ve okullarına ekecekler

  Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Park, Bahçeler, Trafik ve Aydınlatma Şubesi, Engellemeyen Lefkoşa Birimi ve Toplum Çalışmaları Merkezi’nin organizesinde özel okulların fidanlık ziyaretleri başladı. İlk olarak ALGIM Özel Eğitim Merkezi’nin LTB Fidanlığı ziyaretinin ardından önceki gün de Özgür Adımlar Özel Eğitim Merkezi’ne bağlı çocuklar öğretmenleri ile birlikte fidanlıktaydı.   Fidanlık LTB personelleri eşliğinde gezildi LTB personellerinin eşliğinde tohumların nasıl fidana dönüştürüldüğü konusunda bilgilendirilen öğrenciler, seralarda aşama aşama yer alan bitkileri inceleme fırsatı buldular. Ziyaretlerin sonunda öğrencilere hem evlerine hem de okullarına ekmeleri amacı ile çiçek hediye edildi. Yapılan açıklamada diğer özel okulların da ziyaret programlarının hazır olduğu ve ilerleyen süreçte bu okulların da LTB Fidanlığı’na ziyarette bulunacağı belirtildi.      

| 25/02/2020|

Kanlıdere Projesi’nde adım adım

Adını, bir rivayete göre, tanık olduğu savaşlarda akıtılan kandan alan Kanlıdere’nin, AB desteğiyle Lefkoşa’nın önemli bir yaşam merkezine dönüşmesine bir adım daha yaklaşıldı Lefkoşa’nın en işlek caddesine paralel akan Kanlıdere’nin, halkın yürüyüş yapıp, nefes alabileceği, çocuklarıyla vakit geçirebileceği yeni bir yeşil alana dönüştürülmesi projesinde ihale aşamasına gelindi. Fizibilite çalışması 2018’de Lefkoşa Türk Belediyesi tarafından yapılan Kanlıdere’nin tamamının rehabilitasyonunu ve çevresinin yaya ve bisiklet yolu olarak düzenlenmesini öngören proje, 2019’un sonunda, uygulama projesi hazırlanmak üzere AB tarafından UNDP’ye verildi. Uygulama aşamasındaki projeye başlanabilmesi için finansmanı sağlayacak AB’nin UNDP’ye ihaleye çıkma talimatı vermesi gerekiyor. 35.5 milyon TL’ye mal olacak proje kapsamında, Kanlıdere ve onu besleyen diğer kolların ıslahı, 5 kilometrelik yürüyüş ve bisiklet parkuru, açık hava tiyatrosu, çocuklar için oyun alanları, restoranlar, cafeler ve spor alanları inşa edilecek. Gerek atılan çöp ve molozlardan, gerekse su taşkınlarından dolayı mevcut haliyle Lefkoşa için çok kötü bir imaj yaratan ve başkente zarar veren bir noktada bulunan derenin ıslahı sağlanırken, yapılacak yeni bisiklet yolunun, başkentin mevcut bisiklet parkuruna bağlantılar içereceğinden bisiklet kullanımını teşvik etmesi ve trafiği kısmen de olsa rahatlatması bekleniyor. Proje çerçevesinde Mehmet Akif Caddesi’ndeki (Dereboyu) sinema ve alışveriş merkezinin arkasına inşa edilecek yaya ve bisiklet köprüsüyle, sadece Osman Örek Caddesi’nden ulaşılabilen derenin öteki yakasındaki yeni yerleşim alanıyla entegrasyon da sağlanacak. YILLARDIR GÜNDEMDE Kanlıdere’nin ıslahı ve çevresinde bir park oluşturma fikri ilk kez Lefkoşa İmar Planı kapsamında Mustafa Akıncı‘nın Lefkoşa Türk Belediye Başkanı olduğu 1984’te iki toplumlu bir proje olarak ortaya çıktı. Daha sonraki yıllarda da zaman zaman gündeme gelen proje çerçevesinde dere yatağı temizlenip, flora ve faunasına ilişkin çalışma yapıldı ancak ekonomik nedenlerden dolayı kuzeyde hayata geçirilemedi. İki toplumlu projenin güney ayağının büyük bölümü ise bir süre önce tamamlandı ve hizmete girdi. Kanlıdere Projesi en son İki Toplumlu Çevre Komitesi’nin 2017’de yeniden gündeme getirmesiyle AB ile yapılan toplantılarda öncelikli proje oldu ve belediyeler yeniden harekete geçti. LTB Projeler Şube Amiri Ali Güralp ve Kanlıdere projesinin yeniden gündeme getirilmesine katkı koyan İki Toplumlu Çevre Teknik Komitesi’nin Eş Başkanı Şerife Gündüz, TAK muhabirinin projeye ilişkin sorularını yanıtladı. Ali Güralp, 2018’de yeniden gündeme gelen projenin, hayata geçirilebilecek en uygun kısmını uygulamak için harekete geçildiğini ve müracaat edilen AB’nin, Kıbrıs Türk toplumunun kapasitesini geliştirmeye yönelik ayrılan finansmandan proje için 5.5 milyon Euro’luk bir bütçe ayırdığını belirtti. Güralp, eski çalışmayı güncelleyerek fizibilite çalışması yaptıran AB’nin uygulaması için projeyi Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNDP’ye verdiğini kaydetti. “KANLIDERE, BAŞKENTE ZARAR VEREN BİR NOKTADA” Ali Güralp, Kanlıdere’nin, mevcut haliyle Lefkoşa için çok kötü bir imaj yaratan ve başkente zarar veren bir noktada olduğu görüşünde. Güralp, “Bu düzeltilirse, Lefkoşa çok değerli bir mücevhere kavuşacak. Linear bir park olarak mükemmel bir yer. Doğal güzellikleri çok ancak vatandaşlar kanalizasyon sularını dereye veriyor ya da gidip molozlarını buraya atıyor” dedi. Güralp, projenin aslında sadece Kanlıdere’yi değil, Asidere’yi de içine aldığını çünkü bu iki derenin de taşkınlar, kanalizasyon akışları, çöp ve sinek gibi nedenlerden dolayı Lefkoşa’ya zarar verme noktasında olduğunu vurguladı. 2000’de projeyi hazırlarken bütün dereyi, flora ve faunaya zarar vermeden ve çevreci örgütlerle işbirliği içinde doğayı koruyarak temizlediklerini hatırlatan Güralp, “Ancak şu anda derenin hali belli. Dere yine eski haline döndü… Belediye zaman zaman seferberlik gibi şeyler düzenleyip, dereye çöp atılması engellese de çok geçmeden yeniden çöp dökülmeye başlanıyor” ifadelerini kullandı. “LEFKOŞA’NIN BOYNUNA DOLANAN MEZBELELİĞİ ALTIN BİR KOLYEYE DÖNÜŞTÜRMELİYİZ” Projenin yeniden gündeme getirilmesine katkı koyan İki Toplumlu Çevre Teknik Komitesi’nin Eş Başkanı Şerife Gündüz, Lefkoşa için doğal bir yeşil alan olan Kanlıdere’nin rehabilite edildikten sonra çevresinde yapılacak park, yürüyüş ve bisiklet yoluyla başkentlilerin nefes alabileceği bir yer olacağını belirtti. Gündüz, yeşil alan, yürüyüş ve bisiklet yollarını kapsayan proje çerçevesinde dere düzenlenirken, olası sel felaketlerine karşı gerekli tedbirlerin de alınacağını kaydetti. Parkta çevre eğitimiyle ilgili etkinliklerin de yapılacağına işaret eden Gündüz, Kanlıdere ve çevresindeki bitki örtüsünün çok özel olduğunu ve AB tarafından planlanan dere düzenlemesinde de oranı çok yüksek olan endemiğin göz önünde bulundurulduğunu belirtti. Gündüz, “Parklar, kafeteryalar olacak. Yani yürüyüş yapıp nefes alabileceğiniz, çocuklarınızla vakit geçirebileceğiniz bir alan yaratacağız… Her şey ölçülerek yapılacak. Lefkoşa için güzel olacak” dedi. “Aileler çocuklarını alıp yürüyüş yapabilecek. Bir bisikletli de basılma tehlikesi yaşamadan dere boyunca seyredebilecek” diyen Güralp, proje çerçevesinde Kanlıdere boyunca beş noktada oyun eğlence alanı ve cafeler düşünüldüğünü kaydederek, tüm bunların dereye hudutu bulunan yeşil alanlar içerisine kurulacağını belirtti. Güralp, Lefkoşa’nın boynuna dolanan dere ve çevresini mezbelelik olmaktan çıkarılıp, altın bir kolyeye dönüştürmek gerektiğini belirterek, şu anda böylesine büyük bir parka sahip olmayan Lefkoşalıların daha rahat nefes alabileceğini vurguladı. “TRAFİĞE POZİTİF KATKI” Ali Güralp, Kanlıdere boyunca yapılacak bisiklet yolunun, mevcut bisiklet güzergahıyla zaman zaman birleşecek şekilde projelendirildiğinden başkentte birçok yere bisikletle güvenli şekilde gidilmesine de imkan sağlanacağını kaydetti. “Şehit Ecvet Yusuf Caddesi’ne yapılan bisiklet yolunda olduğu gibi, mevcut bisiklet yollarıyla bağlantılar olacak. Kanlıdere’yi kullanarak Şehit Ecvet Yusuf’a çıkılıp, bisiklet yolu üzerinden başka yerlere de ulaşılabilecek” diyen Güralp, ulaşımın bisikletle sağlanmasının trafiğe pozitif bir katkı sağlayabileceğini kaydetti Güralp, Osman Örek Caddesi’nin (Dereboyu-Metehan Çemberi güzergahı) güneyinde son yıllarda oluşan yeni yerleşim alanına da Mehmet Akif Caddesi’ndeki sinemanın arkasına proje çerçevesinde inşa edilecek yaya ve bisiklet köprüsüyle daha kısa ulaşım imkanı sağlanacağını belirtti. Ali Güralp, “Orada Lefkoşa’dan kopuk bir yerleşim alanı oluştu. Osman Örek Caddesi’ndeki köprünün, yeterince geniş olmamasından dolayı yaya ya da bisikletli akışına elverişsiz olmasından dolayı ulaşımın uzun zaman aldığı bu bölgeye ulaşımı kolaylaştırmak için alışveriş merkezinin arkasına yaya ve bisiklet köprüsü öngörülüyor” dedi. Kanlıdere’ye inşa edilecek bisiklet yolunun, başkentin bisiklet yolu ağının önemli bir parçası olacağına işaret eden Güralp, “Bisiklet ‘networkümüzün’ birinci ayağı Şehit Ecvet Yusuf Caddesi’nden gelip, belediyenin bulunduğu noktadan Kemal Aşık Caddesi’ne; bir diğer ayağı ise Yenişehir Polis Karakolu’ndan devam ederek, Şehitler Abidesi’ne, oradan ETİ’nin önünden Kemal Aşık Caddesi’ne, Girne Kapısı’ndan Meclis’e, oradan da Kumsal Parkı’na uzanırdı. Projeyle dereye bağlantı yapıp, Dereboyu’ndaki alışveriş merkezinin arkasındaki köprüden Osman Örek Caddesi’ne, oradan da Gönyeli’ye bağlantı sağlanacak” dedi. PROJE ARA BÖLGEYİ DE KAPSIYOR Şerife Gündüz, “Kanlıdere güneyde başlayıp, kuzeyde devam ettiğinden”, ara bölgede kalan kısmının rehabilitasyonunun da ihalenin parçası olacağını vurguladı. Gündüz, “Agah Necat’ın oradan başlayıp güneye doğru devam edecek projenin tamamı bittikten sonra şartlar uygun olduğunda kullanıma açılacak. Yani Kanlıdere boyunca güneyde halihazırda mevcut olan parkla, kuzeyde ihale aşamasındaki park arasındaki geçişin şartlar uygun olduğunda nasıl sağlanacağını belirleyeceğiz” dedi. Ali Güralp da uygulama projesi verilen UNDP’nin hem kuzey, hem de güney kısmı için proje hazırlama durumunda olduğunu belirterek, ancak, uygulama alanının KKTC sınırları içinde olduğunu ve projenin hayata geçmesi için yapılabilecek kısımların daha büyük kayıplar yaşamadan bir an önce başlamasından yana bulunduklarını söyledi. Güralp, “Yani yapılabilecek bölgeler yapılsın, politik bir çözüm üretilmesi durumunda, arada kalan kısım da yapılır ve birleştirilir… Ancak öncelikle Lefkoşa’nın kuzeyinin bayındır edilmesi gerekiyor” diye konuştu. Teknik olarak projenin kuzeyden başlaması gerektiğini kaydeden Güralp, “Bu tip projelerin downstream dediğimiz yani derenin alt kısmından başlayıp yukarıya doğru yapılması lazım. Derenin ulaştığı son noktadan ana kaynağa doğru gitmesi lazım. Zorunlu durumlarda bunun aksi de yapılabilir ancak bu çok pahalıya mal olur çünkü olası bir sorun durumunda işe yeniden başlanmak zorunda kalınır” değerlendirmesinde bulundu. “YENİ BİR KAPI AÇMA SİYASİLERİN VERECEĞİ BİR KARAR” Güralp, Rum tarafında, iki parkın birleşeceği noktada bir sınır kapısının açılması konusunun tartışıldığının hatırlatılması üzerine, yeni sınır kapısı açma kararının siyasilerin vereceği bir karar olduğunu ve politik irade burada bir kapı açmayı uygun görürse açılabileceğini belirtti. Güralp, AB’nin de ara bölgede bir kapı açılmasıyla işe başlanmasından yana olduğuna dikkat çekti. Güralp, LTB’nin yeni kapılar açılması konusunda Rum belediyesiyle mutabakata vardığını ve bu yönde girişimlerde bulunduğunu ancak herhangi bir gelişme olmadığını kaydederek, projeye başlamak için bir kapı beklemeye gerek olmadığını kaydetti. Güralp, “Bu kapının ne zaman açılacağı belli değil. Dolayısıyla bir kapı açılacak diye bütün projeyi bekletmek mantıklı değil. Bizim açımızdan proje bir an evvel uygulamaya konmalı ve güneyde yapılanın yansıması olarak kuzeydeki kısmın tamamlanması gerekir” dedi. NE ZAMAN BİTECEK? Soru üzerine projenin tamamlanma süresinin AB’nin planlamasına bağlı olduğuna işaret eden Şerife Gündüz, çok yavaş ilerleyen teknik süreçlerin söz konusu olduğunu ancak başlaması halinde biteceğini belirtti. Projenin tamamlanması kadar sürdürülmesinin de çok önemli olduğu konusunda hem fikir olan Gündüz ile Güralp, sürdürülebilir bir yapı sağlanmasının şart olduğuna vurgu yapıyor: “Yani yapıp bırakmakla olmaz. Orada kafeteryalar, parklar olacak. Ağaçlar olacak. Bunların bakımının yapılıp, devamı sağlanmalı” TRODOS’TAN BAŞLAYIP SALAMİS’E KADAR UZUYOR 90 ile 100 kilometre arasında bir uzunluğu olup, adanın en uzun deresi niteliğini taşıyan Kanlıdere, Trodos’tan başlayıp, başkent Lefkoşa’nın kuzey doğusundan Mesarya ovasına, oradan da doğuya yönelip Gazimağusa’da Salamis yakınlarında denize ulaşıyor. Kanlıdere adını, bir rivayete göre, İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard’ın Üçüncü Haçlı Seferleri sırasında aldığı Kıbrıs’ı sattığı Templer Şövalyeleri’nin ayaklandıkları için katlettikleri Kıbrıslıların akan kanlarının Lefkoşa’nın tam ortasından geçen dereye ulaşmasından; başka bir rivayete göre ise Osmanlı’nın adayı aldıkları sırada Venedikli askerlerle yaşanan büyük savaş sırasında akan kandan alıyor. Kanlıdere, 1489 yılına kadar Lüzinyan surlarıyla çevrili Lefkoşa’nın ortasından geçmekte, bu nedenle de sel sularının yatağından taşması sonucu insan yaşamı ile mal varlığına büyük zararlar vermekteydi. Venedik döneminde kentin savunmasını güçlendirmek amacıyla Kanlıdere’nin yatağı kentin dışına alındı ve Güney Lefkoşa’daki eski genel hastanenin önünden başlayıp İngiliz Büyükelçiliği’nin yanına kadar uzanan dere yatağı sonradan yapıldı. Sadece yağışlı dönemlerde gelen dere günümüzde çok az akıyor. Normal yağış alındığı yıllarda debisi 2 ile 5 milyon metreküp olurken, yağışların normalin üstünde olduğu yıllarda bu miktar 7-8 milyon metreküp seviyesine kadar çıkabiliyor.    

| 24/02/2020|