LTB Başkanı Harmancı: “8 Mart kutlama günü değil mücadele sesini yükseltme günüdür”
Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, öncelikle bugünün bir kutlama günü değil,bir direnişin sembol günü olduğunu bir kez daha vurgularım.Eşitlik, adalet, hak, hukuk mücadelesinde bugüne kadar katkı koyan ve bu mücadelede yaşamını yitiren tüm kadınları saygı ile selamlıyorum” dedi. Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı’nın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mesajı şöyle: “Tam da bugün aslında mücadelenin sesini yükseltmemiz gereken birgün. Bugün güvencesiz iş yerlerinde çalıştırılan, hamile kaldığı için işten atılan ya da farklı kıyafet ile işine geldiği için ötekileştirilen, iş yerinde psikolojik tacize ya da hakarete uğrayan kadınlar için direnme günü, bugün tam eşitlik için haykırış günü. Bugün aslında herkesin özellikle özel sektörde güvencesiz şekilde çalıştırılan kadınların haklarını konuşması gereken bir gün.Özel sektörde artık hukuksal güvencenin zamanı geldi ve geçiyor. Peki kamuya baktığımızda durum ne?Üçlü kararnamelerin tümünü erkekler imzalıyor. İmzalanan yani atanan kişilerin ise neredeyse %90’u erkek. Bu durum bize artık kadın erkek eşitliğini gerçek anlamda sorgulama zamanımızın geldiğini gösteriyor. Peki biz LTB olarak kadın hakları konusunda ne yapıyoruz ve bundan sonra ne yapacağız? Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren bu konuda somut adımlar attık ve uygulamaları hayata geçirdik. Bu çerçevede öncelikle Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu’muzu kurduk. Ardından da Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Birimi’mizi oluşturduk. Ve bu birimimiz sayesinde farkındalığın artırılması ve bilincin yükseltilmesi için hem kendi personelimize hem de yurttaşlarımıza eğitimler düzenledik. Tüm bunların yanı sıra toplumda birçok kez sorgulanan ve devletin bir türlü sahip çıkmadığı, sorumluluk üstlenmediği kadına şiddete karşı LTB olarak inisiyatif aldık ve 2016 yılının Kasım ayında LTB Kadın Sığınma Evi hizmete girdi. Şiddete uğrayan kadınların can güvenliği tehlikesi veya şiddet ortamından uzaklaşmak istemeleri durumunda çocukları ile birlikte kalabilecekleri yaşam alanı olan Sığınma Evimiz hizmete girerken birçok kurum ve kuruluş ile ortak çalışma yürüttük, sosyal medyadan yapılan kampanyada eksiklerimizin yurttaşlarımızın duyarlılıkları sayesinde sadece 72 saatte tamamlandı. Bu da gösteriyor ki kurumların irade ve kararlılık ortaya koyması, paydaşlar ile işbirliği yapması ve yurttaşları sürecin içerisine dahil etmesi halinde evet bu memlekette güzel şeyler yapılabilir. Ne mutlu bize ki Kadın Sığınma Evimiz bugün medeniyet şartlarında hizmet veren bir kuruluş haline geldi. Peki bu yeterli mi? Hayır, bu da yeterli değil. Devletin artık sosyal devlet olduğunu ve kadına karşı şiddeti kabullenmesi gerekiyor. Bunun yanında Mağusa da ve Girne’ de sığınma evlerinin kurulmasının bir gereklilik olduğunu ortaya koymak istiyorum. Tabiki sadece sığınma evi değil, eşit işe eşit ücret ve eşit haklar yönünde de mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini savunuyoruz. Sığınma Evi’nin yanı sıra LTB sınırları içerisindeki gece kulüplerine ilişkin 2016 8 Mart’ında gece kulüplerinin izinlerinin 2017 yılından itibaren yenilenmeyeceğini söylemiştik. Şuanda LTB olarak bu konuda hukuk mücadelesi vermekteyiz. Biz bu hukuk mücadelesine saygı duyarak ama hukukunda erken tecelli etmesini talep ederek mücadelemizi sürdürüyoruz. Davamızda haklı olduğumuza inanıyor ve bu hukuk mücadelemizden de yargının hukuksal çerçevede karar alacağın inanıyoruz.. Bu hukuk mücadelesinde birlikte hareket ettiğimiz Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Birimimiz ile Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonumuza teşekkür ediyorum. LTB, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği çalışmalarının öncüsü olmaya ve bu uğurda ne gerekiyorsa eksiksiz bir şekilde yapmaya devam edecektir. Bütün dünya kadınlarının bugüne kadar vermiş olduğu mücadeleyi bir kez daha saygı ile selamlar ve Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün bir direniş günü olduğunu bir kez daha hatırlatırım.”