Haberler
MERAL AKINCI: “ÜÇ KADINDAN BİRİ EV İÇİ FİZİKSEL ŞİDDETE UĞRUYOR”
Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD), Kıbrıs Türk Barolar Birliği ve Evrensel Özel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler Derneği tarafından yürütülen “Şiddete Karşı Diren Projesi” kapsamında Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) iş birliğinde oluşturulan “Şiddete Karşı Diren Çemberi”ne anıt dikilmesi için düzenlenen yarışmanın sonuçları açıklandı. KKTC Telsim, Vakıflar İdaresi ve Avrupa Birliği’nin (AB) de destek verdiği yarışmada, Sercan Korkmaz ve Ali Dikbaş’ın eseri birinciliği; Serhat Selışık’ın eseri ikinciliği ve Stüdyo 14’ün eseri de üçüncülüğü kazandı. Yarışma birincisi olan eser, LTB tarafından projeye tahsis edilen Kemal Şemiler Caddesi Çemberi’nde “Şiddete Karşı Direniş”in simgesi olarak sergilenecek. Yarışma sonuçları, bugün saat 11.00’de Vakıflar İdaresi İnşaat Şube Müdürlüğü Eğitim Salonu’nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Toplantıya, KAYAD Başkanı, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın eşi Meral Akıncı, LTB Başkanı Mehmet Harmancı, KKTC Telsim Genel Müdür Yardımcısı Fevzi Tanpınar, Avrupa Birliği Kıbrıs Türk Masası yetkilisi Charlotte Goyon katıldı. AKINCI: “ÜÇ KADINDAN BİRİ EV İÇİ FİZİKSEL ŞİDDETE UĞRUYOR” KAYAD Başkanı Meral Akıncı, derneğin 2014 yılında Kıbrıs Türk Barolar Birliği ve Evrensel Özel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler Derneği ile iş birliği içinde Avrupa Birliği’nin kısmi finansal desteği ile “Şiddete Karşı Diren Projesi”ni başlattığını belirtti. Projenin amacının toplumda ev içi şiddetin var olduğunu verilerle belirtmek, ev içi şiddetin görünürlüğünü artırmak ve kadına yönelik şiddet konusunda farkındalığı artırmak olduğunu söyleyen Akıncı, yapılan anket sonucunda ülkede her üç kadından birinin ev içi fiziksel şiddete uğradığını tespit ettiklerini açıkladı. Akıncı, “Evrensel verilerle örtüşen bu rakam dünyada olduğu gibi toplumumuzda da kadına yönelik ev içi şiddetin ciddi bir sorun olduğunu gösteriyor” dedi. Akıncı, LTB işbirliğinde ve Vodafone’un katkılarıyla düzenlenen “Şiddete Karşı Diren Anıtı Yarışmasıyla”, belediye tarafından projeye tahsis edilen Kemal Şemiler Caddesi Çemberi’nde yer alacak ve “Şiddete Karşı Direnişin” simgesi olacak anıtın belirlendiğini belirtti. Yarışmada birincilik ödülü alan yarışmacının tasarımının Lefkoşa’nın şiddete karşı direnişini ölümsüzleştiren bir anıt halinde çemberde yer alacağını söyleyen Akıncı, anıtın ev içi şiddeti daha görünür kılmak ve kadına yönelik şiddetin direnişini güçlendirmek için atılan bir adım olduğunu ifade etti. Akıncı, destek olan LTB, Vodafone, AB ve Vakıflar İdaresi’ne, yarışmaya katılanlara ve jüri üyelerine teşekkür etti. LTB Başkanı Mehmet Harmancı da ikinci ve üçüncü olan eserlerin de Lefkoşa’nın çeşitli bölgelerinde sergilenmesi konusunda çalışma yapılacağını kaydetti. Konuşmaların ardından, ödül kazanan yarışmacılara sertifikaları verildi.
Harmancı “İnsan ticaretinin parçası olmayı kabul etmiyoruz”
Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı, LTB Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu ile birlikte, Lefkoşa Belediyesi sınırlarında, bar/eğlence yeri izni alıp “fuhuş” yapılan yerlerin izinlerinin yenilenmeyeceğini açıkladı. Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı ile LTB Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Mine Atlı alınan kararı, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” nedeniyle düzenledikleri basın toplantısında kamuoyuna duyurdu. LTB Toplantı Salonu’nda yer alan basın toplantısında, bazı belediye meclis üyeleri ve komisyon üyeleri de hazır bulundu. Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Harmancı, toplantının başında yaptığı kısa konuşmada, toplantının “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” nedeniyle gerçekleştirildiğini söyledi. ATLI Ardından söz alan LTB Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Mine Atlı, ülkede son 20 yıla damga vuran gece kulüpleri meselesi ile ilgili olarak Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu’nun uzun süredir yoğunlaşmış bir çalışma sürdürdüğüne dikkat çekerek, komisyonun çalışması sonunda bir karara imza atarak, Lefkoşa Türk Belediye Meclisi’nin onayına sunduğunu kaydetti. “İZİNLER YENİLENMEYECEK” Kararın geçen Belediye Meclisi’nde oy çokluğu ile onaylandığını ifade eden Atlı, 2017 yılından itibaren Lefkoşa belediye sınırları içerisinde bar/eğlence yeri izni alıp fuhuş yapılan yerlerin izinlerinin yenilenmeyeceğinin karara bağlandığını duyurdu. “LTB, ülkemizde insan ticaretini engellemeye yönelik olan ve seks işçiliği koşullarını düzenleyen yasaların eksik kalması ve bu durumun hem istismar hem de zorla çalıştırma durumu yaratmasına sessiz kalabilecek pozisyonda olmayacaktır” diyen Atlı, herkesin kendi görev ve yetkisi uhdesinde bu olayın üzerine gitmesi gerektiğine inanç belirtti. Yurtdışından adaya getirilen insanların, ne patronların, ne de polisin uhdesinde olacak şekilde pasaportlarına zorla el konulmasının kabul edilebilecek bir durum olmadığını ifade eden Atlı, ülkenin, uluslararası raporlarda altı çizildiği üzere dünyada insan ticareti bakımından tehlikeli ülkeler kategorisinde olunduğunu belirtti. “Herkesin bildiği ama kimsenin aynı zamanda bilmediği, herkesin kabul ettiği ama kimsenin gereğini yapmadığı bir ortamdayız” şeklinde konuşan Atlı, alınan kararın ülkeyi bu durumdan kurtarmaya yetmeyeceğinin bilincinde olduklarını söyledi. Kararlarının, ülkenin bu alanda adım atmasına, gereken yasaların çıkarılmasına ve aynı zamanda bunun denetimini yapacak pozisyona gelmesine katkı sağlayacağına inanç belirten Atlı, ülkede faaliyet yürüten gece kulüplerinde insan ticareti yapıldığı ve kadınların bir kısmının zorla “seks kölesi” olarak çalıştırıldığının, gerek ülkede yapılan araştırmalarda, gerekse uluslararası raporlarda uzmanlar tarafından tespit edildiğini kaydetti. “İNSAN TİCARETİ VE SEKS KÖLELİĞİ HAKLI VE MEŞRU GÖSTERİLEMEZ” yüzyılda ülkede yaşanan insan ticareti ve seks köleliğinin hiçbir gerekçe öne sürülerek haklı ve meşru gösterilemeyeceğine dikkat çeken Mine Atlı, “devlet ve bugüne kadarki hükümetler, insan ticareti ve kadınların zorla seks kölesi olarak çalıştırılmasına son vermek veya cezai yaptırım uygulamak bir yana, bunu meşrulaştırıcı uygulamalarda bulunmuş ve bu sömürüye zemin hazırlamıştır” dedi. “SEKS İŞÇİLİĞİNİN KOŞULLARI DOĞRU YARATILMALI” Bunun en somut delilinin ise gece kulübü adı altında faaliyet yürütüp “insan ticareti yapan ve kadınları sömüren bu suç merkezlerinden” vergi alınması olduğunu vurgulayan Atlı, “seks işçiliğinin koşullarının doğru yaratılması gerektiğine” dikkat çekti. Atlı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu olarak bu kararla dünyanın en eski mesleklerinden biri olan seks işçiliğine karşı tavır almadıklarını da kaydetti. Bu kararla hedeflerinin, seks işçilerinin ölü cesetleriyle karşılaşmadıkları, seks işçilerinin sağlık ve seyahat özgürlüklerinin tanındığı ve seks işçilerinin emekçi kadınlar olarak güvenli bir yaşam sürebilecekleri iş koşullarının yaratılması olduğuna işaret eden Atlı, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde verilen eşitlik mücadelesinde, hiç bir kadını veya kadın emeğini bunun dışında bırakamayız” dedi. “İNSAN ONURU, HİÇ BİR DÜZEN TARAFINDAN ÇİĞNENECEK KADAR HAFİF DEĞİLDİR” “İnsan onuru, hiç bir düzen tarafından çiğnenecek kadar hafif değildir” şeklinde devam eden Mine Atlı, kapitalist dünya düzeni içerisinde barınma, iş ve ekmek sürekli olarak tehdit altındayken ve birçok insanın temiz su, güvenli bir ev ve gıdaya erişimi yokken, başkalarına zararı olmadığı sürece herhangi bir emeği yargılama hakkına sahip olmadıklarını belirtti. “YEREL YÖNETİMLERİN BU ALANDA FONKSİYONLARININ GELİŞMESİNE KATKI SAĞLAYACAĞIZ” Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu’nun 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü selamladığına vurgu yapan Atlı, bu bağlamda sürekli bir mücadele içerisinde olacaklarını belirterek, yerel yönetimlerin bu alanda fonksiyonlarının gelişmesine katkı sağlayacaklarını sözlerine ekledi. HARMANCI Mine Atlı’nın konuşmasının ardından yeniden söz alan LTB Başkanı Mehmet Harmancı da, LTB’nin toplumsal cinsiyet eşitliği alanında yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi. LTB olarak bir süredir öğrenme ve uygulama sürecinde olduklarına işaret eden Harmancı, toplumsal cinsiyet eşitliği uygulamalarını belediye politikalarının parçası değil, merkezi yapma çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. Harmancı, bunun yanında ülkede, cinsiyetinden, cinsel yöneliminden ve/veya engelinden dolayı dışlanan, görmezden gelinen hatta şiddete uğrayan kişilerin eşitliğine dair farkındalık yaratıp, yaşanılan ayrımcılığın ortadan kaldırılması, etkilerinin azaltılması için üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeye çalıştıklarını anlattı. Bunlara ek olarak, yaşanan savaş ve zulümlerden kaçarak ülkeye sığınan mültecilere yönelik de; gerek günlük ihtiyaçlarının giderilebilmesi, gerekse toplum yaşamına daha kolay adapte olabilmeleri için Mülteci Hakları Derneği ile dayanışma içinde belediyede Türkçe dersleri vererek katkı koyma çabası içinde olduklarını söyleyen Harmancı şöyle devam etti: “Dünya üzerinde olduğu gibi, Lefkoşa’nın kuzeyinde yaşayanların, yaşamlarını farklılıklarına rağmen eşit şartlarda sürdürebilmeleri için yapılması gerekenler oldukça fazladır. Bizler yolun başında olsak da yılmadan, insan odaklı çalışmaya, insana taraf olmaya devam edeceğiz.” TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİSYONU VE BİRİMİ LTB’nin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu’nu geçtiğimiz yıl oluşturduğunu anımsatan Harmancı, öncelikle bu alanda çalışabilecek personelin farkındalığını artırmak ve ayrımcılığa karşı bilinçlerini yükseltmek için belirledikleri eğitimlerin tamamlandığını anlattı. Ekibin, 25 tane muhtarla birlikte bu dönem içerisinde saha çalışmaları başlattığını söyleyen LTB Başkanı Mehmet Harmancı, şiddet gören, neo-liberal politikalar sonucu yoksullukla boğuşan kadınların tespiti için çalışmalar yapıldığını söyledi. Birim personellerinin bu çalışmayı ayrıca Sosyal Hizmetler Dairesi’ndeki veriler ve belediyede daha önceden hâlihazırda var olan verilerle de bütünleştirildiğini anlatan Harmancı, bu verilere dayanılarak kendilerini en doğru sonuçlara ulaştırabilecek anket çalışmasını yapmak için hazırlıklarını tamamladıklarını kaydetti. “KADIN DAYANIŞMA EVİ ÇOK YAKINDA” Lefkoşa’nın Arabahmet Bölgesi’nde bulunan bir binayı hukuk mücadelesi sonrası geri almayı başardıklarını söyleyen Harmancı, ilgili binanın, Lefkoşa halkına hizmet etmesi için Kadın Dayanışma Evi haline getirilmesine karar verildiğini anımsattı. Bu alanda hem LTB Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu, hem de birimlerinin ön hazırlıklarının neredeyse tamamladığını vurgulayan Mehmet Harmancı, binanın hizmete girmesiyle, burada, kadınlar için hukuksal, ekonomik ve psikolojik destek programları başlatılacağını belirtti. Aynı zamanda eğitim ve sağlık uygulamalarının da bu alan içerisinde yer alacağına işaret eden Harmancı, çocuklara yönelik programlar uygulamanın da yine dayanışma evinin görev alanlarının başında geleceğini ekledi. “PAYLAŞIM MUTFAĞI” Öte yandan LTB’nin tüm bunlar yanında, Bandabuliya içerisinde bulunan dükkanlardan bir tanesini “paylaşım mutfağı” olarak kullanılmak üzere hazırladığını anlatan Mehmet Harmancı, bu mutfakta zor durumda olup evine ve kendisine yemek alamayacak insanlar için her gün düzenli yemek pişirilerek ücretsiz olarak verileceğini söyledi. Uygulama kapsamını olanaklar çerçevesinde genişletme kararlılıkları bulunduğuna dikkat çeken Mehmet Harmancı, ilk etapta gerçekten bu durumda olan kişilerin belirlenmesinin sağlanacağını ve LTB’nin vereceği ücretsiz özel kart ile yemekleri temin edebileceklerini anlattı. Harmancı, ayrıca evinden çıkamayan özel ihtiyaçlı bireyler ve aynı kapsamdaki 65 yaş üzeri kişilerin de paylaşım mutfağından yararlanabileceklerine dikkat çekti. “BİR AY SONRA DEVREYE GİRMESİ HEDEFLENİYOR” Mutfaktan ayrıca entegrasyon süreci içerisindeki mültecilerin de yararlanmasının hedeflendiğine işaret eden Harmancı, “Mutfağın idamesi konusunda Vakıflar İdaresi ile de görüşmeler sürdürülmekte olup 1 ay sonra devreye girmesi hedeflenmektedir” dedi. “BELEDİYE SINIRLARI İÇİNDE 4 GECE KULÜBÜ VAR” Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan LTB Başkanı Mehmet Harmancı, LTB sınırları dahilinde 4 tane gece kulübü olduğunu, gece kulübü iznini İçişleri Bakanlığı’nın verdiğini, belediyenin ise bunlara sadece işyeri izini verdiğini söyledi. Belediyenin işyeri izni vermediği bir ortamda herhangi bir faaliyet yürütülmesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Harmancı, aldıkları kararın bazı şeylere katkıda bulunmasını umut ettiklerini, insan ticaretini engellemeye yönelik yasalar, hukuksal adımların atılmasını temenni ettiklerini dile getirdi. “ÜLKESEL ÇAPTA BİR MÜCADELE ŞART” “Umarız bu durum, insanların mesleklerini kendi rızasıyla yapabilecekleri, hiçbir dayatma ve zorlamayla karşı karşıya kalmadıkları bir ortama vesile olur” diyen Mehmet Harmancı, kararın diğer belediyelere katkıda bulunmasını da temenni ederek, konu hakkında ülkesel çapta bir mücadelenin şart olduğunu söyledi. Harmancı, İçişleri Bakanlığı’nın üzerinde çalışması gereken yüklü bir program olduğunu sözlerine ekledi.
LBT ve Antilogos Tiyatrosu’ndan 8 ve 9 Mart’ta iki oyun
LBT, PEO-SIDIKEK, BES ve Antilogos Tiyatrosu bugün(7 Mart Pazartesi) yaptıkları basın toplantısında ortaklaşa düzenledikleri sanatsal etkinlikle ilgili bilgi verdi. Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nda yapılan toplantıya, sendika ve tiyatro yöneticilerinin yanı sıra LTB Başkanı Mehmet Harmancı da katıldı. Lefkoşa Belediye Tiyatrosu (LBT) ile Antilogos Tiyatrosu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde ücretsiz oyun sahneleyecek. LBT “Ev” isimli oyunu 8 Mart Salı, Antilogos Tiyatrosu ise Bertold Brecht’in “Yahudi Kadın ve Carrar Bir Araya Geldiğinde” oyununu 9 Mart Çarşamba günü Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nda sahneye koyacak. Antilogos Tiyatrosu’nun sahneleyeceği oyun sırasında Türkçe üstyazı olacak. Her iki oyun da saat 20.30’da başlayacak. Karabiber, “Tek dileğimiz, kadın şiddetinin, cinayetlerinin ve göç hikâyelerinin olmaması” LTB Kültür Sanat Şubesi Amiri ve LBT Sanat Yönetmeni Kıymet Karabiber, etkinlikte yaptığı konuşmada, 8 Mart’ta “Ev” oyununun, 9 Mart’ta ise “Yahudi kadın ve Carrar Biraraya Gelirse”nin halka ücretsiz sunulacağını belirtti. Karabiber, “Tek dileğimiz, kadın şiddetinin, cinayetlerinin ve göç hikâyelerinin olmaması ve adaya barışın gelmesidir” şeklinde konuştu. Harmancı: “iyi ki varlar ve bize aydınlık geleceğin yolunu açmaya çalışıyorlar” LTB Başkanı Mehmet Harmancı, hafta dolayısıyla yapılacak etkinliklerin en anlamlılarından birinin iki toplumlu tiyatro gösterimi olacağını belirterek, her iki tiyatroyu da işbirliği nedeniyle kutladı. İki tiyatronun çok uzun zamanlardan beri zor şartlar altında dayanışma gösterdiğini dile getiren Harmancı, ataerkil dünya düzeninin kadını dünya üzerindeki tüm olayların kurbanı yaptığını söyledi. BES, LTB ve LBT olarak kadınların ataerkil düzenin yarattığı acıları çekmemesi dileklerini dile getiren Harmancı, her iki tiyatro hakkında “iyi ki varlar ve bize aydınlık geleceğin yolunu açmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu. Demetriou: “Her iki sendika Kıbrıslı Türk ve Rum emekçilerin birleşik vatanda ortak geleceği için yıllardır mücadele ediyor” PEO Yönetim Kurulu Üyesi Andri Demetriou da 1989 yılından itibaren kardeşlik ilişkilerini geliştiren iki sendikanın Kıbrıslı Türk ve Rum emekçilerin birleşik vatanda ortak geleceği için yıllardır mücadele ettiklerini kaydetti. Brecht’in “Yahudi Kadın” ve “Carrar Ana’nın Tüfekleri” adlı tek perdelik eserlerinin Antilogos Tiyatrosu tarafından birlikte sunumunun faşizme ve ırkçılığa karşı bir çığlık olduğunu dile getiren Dimitriu, apolitikleşmeye ve tarafsız kalma anlayışına karşı çıkışın, Kıbrıs’ta yıllardır özlem duyulan gerçek özgürlük ve barış için methiye ve mücadele andı olduğunu dile getirdi. Neokleus: “Brecht’in oyunları insanları birleştirici bir köprü olacak” “Yahudi Kadın ve Carrar Ana Biraraya Geldiğinde” oyununun yönetmeni Neoklis Neokleus da Brecht’in oyunlarının insanları birleştirici bir köprü olacağını söyledi. Neokleus, paylaşılan ortak acılar üzerinden bir kimlik sorgulaması yaparak kim olunduğu, nereye doğru gidildiği ve birlikte neler yapılabileceğinin görülmesini sağladığını kaydetti. Adada daha iyi bir yaşamı çocuklar için yaratmanın gerekliliğine işaret eden Neokleus, sanatın barışa katkısıyla daha iyi bir Ada, dünya ve geleceğe ulaşılabileceğini belirtti. Ummanel: “Sanatın birleştirici gücüne inananıyorum” “Ev” oyununun yazar ve yönetmeni Aliye Ummanel de sanatın birleştirici gücüne inandığını kaydederek, barışa katkıda bulunmak adına iki sendikanın bu tip bir organizasyona destek vermesinden dolayı teşekkür etti. Ummanel, sergilenecek oyunların ortak yönünün savaşın kadınlar üzerindeki etkisinin ve kadının savaş karşısındaki duruşunun altını çizmeleri olduğunu dile getirdi. “Ev” ve “Carrar Ana’nın Silahları ve Yahudi Kadın Biraraya Geldiğinde” oyunlarının 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde sahnelenmesinin ayrıca anlamlı olduğunu belirten Ummanel, böylece tiyatro yoluyla sanatçı dostlarla barış için birlikte emek vemekten duyduğu mutluluğu dile getirdi. Ersoy: “Globalleşen kapitalist düzende tüm emekçiler sömürülürken, kadınların bu sömürüyü iki kat fazla yaşar” LBT Kültür-Sanat Koordinatörü Yaşar Ersoy da 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nde emek sömürüsünün altını çizmek istediğini belirtti. Ersoy, globalleşen kapitalist düzende tüm emekçiler sömürülürken, kadınların bu sömürüyü iki kat fazla yaşadıklarını ve savaşlarda kadınların daha büyük acılar çektiklerine vurgu yaptı. Erengin: “BES ve PEO her yıl çeşitli organizasyonlarla barışa katkıda bulunuyor” BES adına konuşan Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Erengin, BES ve PEO’nun her yıl çeşitli organizasyonlarla barışa katkıda bulunduğunu kaydederek, “Birleşik bir Kıbrıs” hayaliyle işbirliğine devam edeceklerini söyledi. Avraam: “Adanın bir gün mutlaka yeniden birleşeceğine inanıyorum” Oyuncu Popi Avraam da LBT’nin kendisi için adeta bir ev gibi olduğunu ve duygulandığını dile getirerek, 1987 yılında kışı LBT’de dostlarıyla birlikte geçirdiğini ve her zaman geri geleceğine ve Adanın bir gün mutlaka yeniden birleşeceğine inandığını anlattı. Ülkede herkesin istemesi halinde bunun gerçekleşeceğini dile getiren Avraam, iki toplumun birçok kültürel alışverişe imza atması, oyunların karşılıklı tiyatrolarda oynanması ve bu tür basın toplantılarına gerek kalmaması dileğini de ifade etti. Merhum Tiyatrocu Yücel Köseoğlu’nu da konuşmasında anmadan geçemeyeceğini söyleyen Avraam, oyunları ona adadıklarını da sözlerine ekledi.
Lefkoşa caddelerinde mor bayraklar dalgalanıyor
Tüm dünyada olduğu gibi yurdumuzda da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısı ile duyarlılığı arttırma amacı ile çeşitli faaliyetlerde bulunulurken, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) de düzenlediği çeşitli etkinliklere ek olarak simgesel bir farkındalık yarattı. En işlek caddelere asıldı Başkent Lefkoşa’nın en işlek caddelerinde yer alan çemberlere 8 Mart’ı simgeleyen mor bayraklar asıldı. LTB Park, Bahçeler, Trafik ve Aydınlatma Şubesi personelleri tarafından dün ve bugün yapılan çalışmalar ile asılan bayraklar, günün anlam ve öneminin vurgulanabilmesi adına güzel bir mesaj veriyor. Harmancı’dan birlikte mücadele çağrısı 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar günü ve haftası dolayısı ile birçok etkinlik ve faaliyet içerisinde bulunduklarını belirten LTB Başkanı Mehmet Harmancı, kadın emeğinin görünür kılınabilmesine, hak ve hizmette var olan eşitsizliklere dikkat çekebilmek için 8 farklı ve işlek noktada mor bayrak uygulaması başlattıklarını belirtti. Harmancı, uygulamanın tüm hafta boyunca kalacağını belirtti. Başkan Harmancı ayrıca yarın saat 09.45’te düzenlenecek basın toplantısı ile çok önemli bazı kararlar konusunda da kamuoyuna bilgi vereceklerini belirterek, kadın emeğinin sömürülmesi, sosyal adaletsizlik ve insan hakları ihlallerine yönelik olarak herkesin birlikte mücadele etmesi gerektiğine vurgu yaptı.